1. Ödül, 19 Mayıs İzleği Kentsel Tasarım Yarışması

Proje Raporu

umuda yolculuk…

kentsel manifesto: tarih – doğa – deniz üçlemesi

Önsöz

Samsun 1900’lü yılların ortalarından itibaren hızlı kentleşmenin baskısı ve ileriye dönük kentsel projeksiyonun olmaması nedeniyle önce kıyılarını, daha sonrasında ise doğasını kaybetmeye başladı. Bu süreç o kadar hızlı yaşandı ki, kimse ne olduğunu anlayamadan özellikle kent merkezi belleğini, yeşilini ve mavisini ranta ve plansız kentleşmeye feda etmek zorunda kaldı. 1960’lı yıllarda tarihi merkezin (antik kentin) karşısında yapımına başlanan Samsun Limanı kenti denizden koparmasının yanı sıra tarihten gelen binlerce yıllık kent morfolojisini bütünüyle yok etti.

Bu plansızlık ve öngörüsüzlük binlerce yıl denizden beslenen, iyot kokusuyla iç içe yaşayan bir toplumu denizden kopardı. İlk başlarda denize ulaşamasa da görsel olarak denizi hisseden kent son yıllarda kamu tarafından sahilin beton yığınına dönüşmesi (kamu yapılarının inşası) ile mavi ile olan göz temasını da büyük oranda kaybetti. Tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi tren hattının da sahilden geçirilmesi ile fiziki olarak kent sahilinden bütünüyle koparılmış oldu.

Bu bozulma o kadar etkili oldu ki, en başta kurtuluş savaşının ve kurulan cumhuriyetin simgesi haline gelen ve Atatürk’ün Samsun’a geldiğinde karaya ayak bastığı Tütün İskelesi bile bütünüyle yok edilerek dolgu sahasının içinde kayboldu.

Kıyılarda yaşanan bu olumsuzluklar ve kentleşmenin bir türlü dizginlenemeyen hızı önce denize uzanan vadileri, daha sonrasında kentin açık-yeşil alan sistemini oluşturan meyve bahçelerini ve tarım alanlarını birer birer yok etmeye başladı. Özellikle kentin doğu ekseninde kenti ikiye bölen Mert Irmağı’nın doğal yatağı ve alüvyonları büyük oranda zarar gördü. Bu olumsuzluk benzer şiddette kentin batısında yer alan Kürtün Deresi de kendisini göstermekte.

Kenti şiirlerinde betimleyen önemli şairlerimizden Behçet Kemal Çağlar, Samsun’u iki renkle tanımlar. Mavi ve yeşil… Bugün mavi de, yeşil de oldukça uzağımızda…

Yarışma projesi konusu gereği kıyıyı rehabilite eden, doğu-batı ekseninde yaya sürekliliğini sağlamaya çalışan, kent merkezi ile kıyıyı bütünleştiren bir amaç gütse de, bu ele alış tarzının sorunu geçiştirmekten, bir nevi kentsel pansumandan öteye gidemeyeceği açık. Problem çok daha karmaşıktır ve kentsel kangrene dönüşmüştür. Proje ile sorunun varlığından haberdar bir şekilde, kentsel makroform dikkate alınarak çözüm önerileri geliştirilmeye çalışılmıştır.

Proje, bu bilgiler ışığında ulaşmak istedikleri ile “umuda yolculuk” olarak tanımlanabilir. Umuda yolculuğun başlangıcını bağımsızlık savaşının sembolü olarak kabul edilen Tütün İskelesi’nin izlerinin ortaya çıkartılmasını sembolize eden ve denizin içeriye alınması ile betimlenen “Sonsuzluk Yolu”nun başlatması öngörülmüştür. Basit bir betimleme gibi algılansa da “umuda yolculuk” geleceğin Samsun’unda ulaşılmak istenen, yaşanır ve sürdürülebilir kent dokusunun anahtar kelimelerini oluşturmakta. Palyatif çözümleri gözardı eden, kentsel parçalardan çok kent makroformunu önemseyen bir manifesto…

Kent Makroformu Önerileri

Proje kapsamında kuzey-güney ekseninde kıyı ile kır arasında sıkışmış kent dokusunun rehabilitasyonuna yönelik kentsel gelişim stratejileri belirlenmiştir. Bu stratejiler şu şekilde özetlenebilir.

  • Kent morfolojisi ve kentsel peyzaj altyapısı dikkate alınarak yeni gelişmekte olan ve/veya hızlı dönüşüm yaşayan kent parçalarına yönelik yoğunluk kararları verilmiştir.
  • Kent mikro klimasında önemli etkileri olan vadilerin ve vadiciklerin kent yeşil sisteminin bir parçası olarak yeniden düzenlenmesine yönelik kararlar alınmıştır.
  • Mert Irmağı ile Kürtün Deresi yataklarının yapılaşmanın yoğun baskısından kurtarılması ve kentsel drenajın sağlıklı çalışmasına yönelik önerilerde bulunulmuştur.
  • Kentsel yeşil alan sisteminin kurulmasına yönelik kamu elinde bulunan (eski havaalanı bölgesi, askeri alanlar, liman, mezarlıklar, açık alanların bir sistem çerçevesinde örgütlenmesine çalışılmıştır.
  • Tarihi merkezin izlerinin korunması ve daha fazla ortaya çıkartılması önerilmiştir.
  • Amisos antik kentine yönelik koruma ve kullanma stratejileri geliştirilmiştir.
  • Mevcut Samsun Limanı’nın orta vadede Tekkeköy tarafına taşınması, mevcut limanın gelecekte Merkezpark ile Batıpark’ı birbirine bağlayacak rekreasyon, sosyokültürel merkez ve deniz ulaşımına hizmet vermesi önerilmiştir.
  • Aynı şekilde kentin içine sıkışıp kalmış olan küçük ve orta ölçekli sanayinin de Tekkeköy’e taşınması önerilmiştir.
  • Kent ulaşım sistemini rehabilite edecek, kıyı kullanımını rahatlatacak, farklı ulaşım biçimlerini biraraya toplayacak (transfer merkezi), araç trafiğini azaltacak bisiklet yolu ağı vb. çözüm önerileri (bakınız ulaşım kararları) geliştirilmiştir.


Ulaşım Kararları

  • Bugün için kuzey-güney ekseninde kenti yararak denize ulaşan ve deniz boyunca da kent ile denizi birbirinden ayıran mevcut tren hattı proje kapsamında korunmuş olmasına karşın, yakın gelecekte kentin güneyindeki transfer merkezinin bulunduğu alana taşınması önerilmiştir. Böylece gelecekte hızlı trenle kente gelecek yolcular, otogarın da bulunduğu bölgede inerek toplu taşıma sistemine (tramvay, otobüs, dolmuş) dahil olacaklardır. Hızlı trenin bu alana taşınmasıyla mevcut tren hattı sahil boyunca ziyaretçileri bir yerden başka bir yere taşıyacak düşük hızlı tramvay hattına ev sahipliği yapacaktır.
  • Proje alanının içinde yer alan Fuar Caddesi rehabilite edilerek yoğunluğu azaltılmıştır. Mevcutta 2×2 olan yol genişliği 1×1 olarak değiştirilmiş, yol boyu parklanma disiplin altına alınarak taşıtların otoparklara yönlenmeleri sağlanmıştır. Yolun kuzey-güney eksenindeki kesici etkisi azaltılmıştır. Fuar Caddesi boyunca bisiklet yolu ve bisiklet park yerleri tasarlanmıştır.
  • Sahil boyunca devam eden mevcut tramvay hattına ek olarak en güneyde yine doğu-batı ekseninde devam ederek mevcut tramvay hattına ulaşan, ayrıca transfer merkezinden başlayarak kuzey-güney ekseninde kenti boydan boya kat eden ve meydanda son bulan iki farklı tramvay önerisi geliştirilmiştir.
  • Çevre yoluna paralel kentin önemli taşıt arterlerini oluşturan İkinci Bulvar ile 100. Yıl Bulvarı bisiklet yolları ile desteklenerek trafik yükünün azaltılmasına çalışılmıştır. Aynı şekilde Barış Bulvarı ile başlayıp 19 Mayıs Bulvarı ile devam eden yol boyunca da tramvay hattına paralel bisiklet yolu önerisi getirilmiştir. Bisiklet yollarının sahil ile bütünleştirilmesi ile birlikte kentsel ölçekte bisiklet yolu çözümü sağlanmıştır.
  • Proje kapsamında genel olarak taşıt ile yaya uzlaşmasını sağlayacak çözüm önerileri üzerinde çalışılmıştır. Yaya üst geçit çözümleri yerine hemzemin çözümler üzerine çalışılmıştır. Özellikle sahil bulvarı özelliği gösteren Atatürk Bulvarı trafik ışıkları ile yaya öncelikli olarak ele alınmıştır. Böylece gereksiz köprü karmaşasının önüne geçilmiştir. Aynı zamanda kent ile sahil arasında görüntüyü kesecek herhangi bir objeye fırsat verilmemiştir. Sahil boyunca trafik yaya öncelikli olarak düzenlenmiş, hızlı seyahat etmek isteyen sürücülerin daha güneydeki alternatif yolları kullanmalarına olanak sağlanmıştır. Bulvar boyunca yaya kaldırımları genişletilmiş genişlik minimum 7 m. tutularak bulvar etkisi pekiştirilmiştir.
  • Sadece Ağır yük gemilerinin kullandığı limana hizmet veren kamyon ve tır trafiği ile tren ve tramvayın birlikte kesiştiği alanda mevcut tramvay köprüsüne paralel yeşil yaya köprüsü (rampalı çözüm) önerisi getirilmiştir.
  • Kent meydanı ve sahil boyunca üç noktada yeraltı otoparkı önerisi getirilmiştir.


Kentsel Tasarım Kararları

Proje yarışmasının en temel sorunsalını oluşturan kent merkezi ile sahilin bütünleşmesi ve sahildeki süreklilik beklentisi kentsel tasarım projesinin yola çıkışında önemli bir girdi oluşturmuştur.

Bu beklentileri karşılamanın yanı sıra kentsel ölçekte uzun dönemli stratejileri de gözeten kentsel tasarım yaklaşımı projenin ana kurgusunu oluşturmuştur.

Bu çerçevede alınan kentsel tasarım kararları şu şekilde özetlenebilir:

Kentsel tasarım projesi ile zaman içerisinde plansız ve günlük kararlarla oluşturulmuş kentsel mekan organizasyonlarının kaotik yapısı ortak bir tasarım dili ile ele alınmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda sakin bir dil kullanmaya çalışılmış, kolay anlaşılır, sahili bir bütün olarak algılatan, sahili kullananlara huzurlu bir mekan hissi veren, kent merkezi ile güçlü bağlar kuran kentsel tasarım anlayışı benimsenmiştir. Tasarım oldukça yalın ve kolay anlaşılır bir dile sahiptir. Amaç en kestirmeden ve tanımlı olarak kent halkını denizle buluşturmaktır.

Alanın bağlamını güçlendirmek için İlkadım Anıtı’nın bulunduğu, Atatürk ve arkadaşlarının umuda yolculuğa çıktıkları yolda ilk adımı ve kentsel belleğin en önemli nirengi noktasını oluşturan Tütüncü İskelesi’ni vurgulayan ve sonsuzluk yolu olarak tanımlanan kanal ile deniz anıta kadar içeriye alınmıştır. Bu fikir aynı zamana yeni, sürdürülebilir, çağdaş Samsun kentinin denizle buluştuğu ve tarihi ile yüzleştiği ilk adımı oluşturması bakımından da sembolik bir öneme sahiptir.

Kentin kültür aksını oluşturan ve batı-doğu ekseninde sırasıyla Atatürk Kültür Merkezi, Çok Amaçlı Salon, İlk Adım Anıtı, Panorama Müzesi, Samsun Etnografya Müzesi ile Valilik binasının bulunduğu aks bugün için birbirlerinden kopuk ve tanımsız bir şekilde yer almaktadır. Kentsel tasarım projesi kapsamında tüm bu yapılar yaya ve mekân sürekliliği gözetilerek tek bir eksen/zemin üzerinde yeniden ele alınmış, kendi özgünlüklerini kaybetmeksizin bir bütünün parçaları şeklinde yer düzleminde yeniden yorumlanmışlardır.

Cumhuriyet meydanı: Meydanın bugünkü tanımsız ve parçalı yapısı rehabilite edilerek kent halkının özellikle içinde bulunmaktan zevk alacakları bir mekâna dönüştürülmüştür. Bu bağlamda meydandaki kot farklılıkları avantaja dönüştürülerek kademeli bir meydan oluşturulmuştur. Kademeler kullanıcıların meydanın ortasında konumlanan dinamik havuzu izledikleri oturma-dinlenme alanı olarak işlevlendirilmiştir. Dinamik havuz günün farklı saatlerinde farklı peyzaj etkisi yaratarak (yansıma havuzu, çocuk oyun havuzu, sis havuzu, zeminden çıkan sular) kent halkının kullanım talebini arttıracaktır. Meydanda organize edilecek etkinliklerde su sistemi iptal edilerek meydanın bir bütün olarak kullanımı sağlanmış olacaktır.

Proje ile önerilen tramvay hattı da meydanda son bulmaktadır. Böylece tramvayı kullanacak olanların meydan da buluşmaları sağlanmış olacaktır.

Meydanın güneybatısında yer alan Gazi Müzesi’nin vurgusu meydan da önerilen ağaçlar ile arttırılmıştır. Ağaçların altlarında meydana bakan oturma elemanları tasarlanmıştır.

Meydana bakan yapıların zemin kotlarının zamanla kafe ve restoranlara dönüşmesi beklenmektedir.

Böylece meydanın günün her saatinde yoğun kullanımı mümkün olabilecektir. Kent meydanı ile batısında yer alan alışveriş alanı bütünleştirilmiş ve tek bir meydan olarak algılanmaları sağlanmıştır.

Meydanı sahile bağlayacak olan yaya allesi güçlü bir şekilde meydanla bütünleşmekte ve yayaları sahile güvenle taşımaktadır. Bunun için hemzemin kavşaklarda yaya öncelikli çözümler önerilmiştir.

Meydan çevresindeki bazı sokaklarda yayalaştırma kararı alınarak yayaların meydanla daha rahat bütünleşmeleri sağlanmıştır.

Meydanın farklı etkinliklere ev sahipliği yapması öngörüldüğünden meydan bütününde dinamik bir aydınlatma kurgusu (nightscape) tasarlanmıştır. Meydan belirli saat dilimlerinde ve farklı işlevlerde farklı senaryolar ile aydınlatılabilecektir.

Meydanın altında toplam 421 kapasiteli yeraltı otoparkı tasarlanmış ve otopark ile meydan arasında güçlü yaya bağlantıları kurgulanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın