Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi

Franco Minissi ve Turgut Cansever tarafından tasarlanan, Nail Çakırhan tarafından uygulanan, Karatepe Aslantaş Açık Hava Müzesi 1961 yılında inşa edildi.

Projeye dair metin, 26-27 Aralık 2008 tarihinde Uludağ Üniversitesi’nde gerçekleşen “Türkiye Mimarlığında Modernizmin Yerel Açılımları” konulu etkinlikler dizisinin dördüncüsünde İlker Fatih Özorhon tarafından sunulmuştur:

Karatepe Açıkhava Müzesi, Adana’nın Kadirli ilçesinde yer alan ve geç Hitit dönemine ait buluntuların sergilendiği ve korunduğu bir kompleks niteliğindedir. Antik bir sınır kalesinin kapılarını, giriş noktalarını vurgulama ve bu girişlerdeki eserleri koruma amacıyla inşa edilen “saçaklar”, 1957 yılında Turgut Cansever tarafından tasarlanmıştır.

Karatepe Saçakları hem 1950’lerin genel olarak öncesi ve sonrası hakkında da fikir veren hem de 50’lerin içinde spesifik olan bir eserdir. 1950’li yılların jenerik konularına, bildik bina ve mimarlık tipolojilerine de mualif olan saçaklar bir yandan varoluşçu bir yandan yalnız o dönem içinde bir yaratıcılıkla ortaya çıkabileceğini düşündüren ve çokça hayal kurduran bir strüktürdür. Aslında eser, saçaklar ve onları taşıyan betonarme kolonlardan ibaret, yarı-açık bir mekan niteliğindedir. Ancak alışılmış beton-cam-çelik ezberini bozarken, hep oradaymış hissini vermektedir.

Saçakların alttaki tarihi kalıntının biçimlerine uygun olarak tasarlanmış olması yani – pekala mümkünken- net bir geometriden değil de alttaki yapıların düzgün olmayan geometrisini yansıtması aslında özgün bir duruşun ifadesidir. Varolan değerleri koruma amacıyla biçimlendirilen saçaklar, dik açılı bir anlayışı yadsırlar. Burada mimarın bireysel tercihi gerçekte var olanın ve önemli olanın alttaki tarihi kalıntı olduğunu kabul etmesi ve kendi eserinin ona uyduğunu göstermesidir. Bu duyarlılığın yanında doğayla kurduğu ilişki de örtüyü – saçağı- başka bir metaforik düzleme taşımaktadır. Taşıyıcı sistemin tek başına rasyonali nedir diye düşünülmediği görülmekte, amaca uygun olarak kurulduğu, yapısal kurgunun ve strüktürün biçimi oluşturmak için kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Malzemenin doğal doku ve renginde kullanımı, eserin amacının en iyi yansıtır biçimde ortaya koyması gibi tasarım kararları, Brütalist bir anlayışı temsil etmektedir. Malzeme seçimi, yeni strüktürün doğanın içinde uzun süre varlıklarını sürdürebilmelerinin düşünüldüğünü ve yerel özelliklere saygılı yeni bir biçimlendirme anlayışını göstermektedir. Işık da tasarımda ve mekansal etkide önemle üzerinde durulan bir konudur. Üzeri örtülen eserlerin hem korunması hem de karanlıkta kalmamaları için saçaklar dengeli bir aydınlık, gölge ilişkisi oluşturacak biçimde düzenlenmiştir.

EDİTÖR’ÜN NOTU:

Aykut Köksal, Mimarizm’de 1 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanan yazısında “Karatepe Saçakları”na dair müelliflik sorunundan bahseder. “Kartepe Saçakları” olarak adlandırılan tasarım ve kazı evi tasarımı beraberce “Karatepe Açık Hava Müzesi” kompleksini oluşturur. Köksal yazıda; saçaklar için yapılan ilk tasarımın İtalyan mimar Franco Minissi’ye ait olduğunu, sonrasında uygulama projesi için Turgut Cansever’e gidildiğini ifade eder. Cansever’in ilerleyen yıllarda projenin asıl müellifini unutmasını, yapıyı içselleştirmiş olmasına bağlayan Köksal; Missini’nin, 1955’te Bolletino dell’Istituto Centrale del Restauro bülteninde ve 1956’da Aujourd’hui dergisinde, “onaylanan ve uygulanmasına karar verilen” Karatepe çizimlerini, Beatrice A. Vivio’nun yayımladığı Franco Minissi monografisinden edindiği “Karatepe Saçakları”na ait mimari çizimleri ve en nihayetinde Turgut Cansever’in çizdiği projeyi yan yana koyarak şöyle der:

“Cansever’in, Minissi’nin konseptine ve projesine sadık kalarak belirli değişikliklerle projeye son biçimini verdiğini görüyoruz. Cansever’in projesinde Minissi’nin verdiği ana biçim kararları (saçak taşıyıcı kirişlerinin profilleri, saçak bitimleri, arkeolojik kalıntıların biçimlendirici/yönlendirici öğe olarak kabul edilmesi, ana planimetri, malzeme olarak betonarmenin seçimi) korunuyor, ancak saçaklar mevcut topografik durumla ilişkilendirilerek yeniden düzenleniyor.”

Aykut Köksal’ın “Karatepe Saçakları ve Müelliflik Sorunu” başlıklı yazısına buradan ulaşabilirsiniz.

Etiketler

Bir yanıt yazın