2. Ödül (Baraka Mimarlık), Kamu Binaları Tasarımı Fikir Yarışması

MİMARİ PROJE RAPORU

0.0 KONYA / ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İL MÜDÜRLÜĞÜ- SOSYAL VE KÜLTÜREL TESİS

0.1 BİR KAMU YAPISINI ÖNCÜ GÖREVİ OLARAK SÜRDÜRELEBİLİRLİK, EKOLOJİ

Ekolojik tahribatın derinleştiği, iklim değişikliklerinin yarattığı derin sorunlar, yaşam üzerindeki baskının her gün daha da arttığı, temiz su kaynaklarının azalışı, gıda ihtiyacının her geçen gün artışı yaşamımızın her alanını sarmalayan sorun yumağı olma yönünde…

Bir diğer taraftan Endüstri devrimiyle başlayan rutin, katı zaman ayarlı, kitlesel çalışma hayatının artık sürdürebilirlikten uzak çalışma koşullarının insan kaynağında onarılmaz yaralar açtığı, yeni nesil çalışma üretme mekanına ihtiyaç duyulduğu yadsınamaz bir gerçek.

Tüm unsurlara temelden dokunarak çok boyutlu, çok katmanlı önermeler üretmek için hayli dar bir zaman var gibi… Kamu yapılarının hem işleyişi hem de mimarisi artık bir nevi temel mesele olan sürdürülebilir, ekolojik yaklaşım ilkelerine göre tasarlanmalı. Toplum üzerinde bir nevi değiştirici ve dönüştürücü yönünü kullanmalı.

Yukarıda bahsi geçen çerçeve, bir tür rehber olarak benimsenerek yapının tasarımı bazı temel unsurlar üzerinde gelişti.

01.01 KENDİ KENDİNE YETEBİLME

Temel ilke olarak kendi kendine yetebilme prensibinden yola çıkıldı. Kendi enerjisini üreten, kendi suyunu toplayan, kullanan, filtre eden, kendi gıda ihtiyacının bir kısmını bile karşılayan organizma tahayyül edilmektedir.

01.02 KENDİ KENDİNE YETEBİLME / SİMBİYOTİK MODÜLLER

Bu organizmanın temel yapı taşı modülü geleneksel mimariden yola çıkılarak oluşturuldu. Basit yapı tipi olarak ‘kümbet’; eşdeğer yapı birimlerinden oluşan kervansarayların veya külliyelerin temel yapı taşı birimi olan bir ‘göz’, baz alınarak temel yapı birimi olarak düşünüldü.

Organizmanın temel yapı taşı 6*6 modüllerinden oluşur. Bu birim ‘modül’ler tıpkı organizmadaki iş bölümü esasına göre farklı rollere, farklı işlevlere bürünerek simbiyotik bir ilişki ağı hedeflendi.

Örneğin; bazı modüller özelleşerek aeroponik sistem ile kentsel tarım olanakları verirler. Aeroponik olarak bilinen sistem dar alanda çok katlı yapılarak geniş alana ihtiyaç duymadan tarımsal olanak verirler. Modülün içi aeroponik sisteme, çatısı da kentsel tarıma olanak verir.

Bazı modüller çatıdaki güneş panelleri sayesinde enerji depolama görevi görürken bir diğer taraftan yan yana organize edilerek ofise, çok amaçlı salona vb… dönüşebilirler.

İhtiyaç doğrultusunda, zamanla gerektiği modüller işlev değiştirebilir. Farklı ilişkiler tanımlayabilirler.

01.03 STRÜKTÜREL OLUŞUMU


Çatı strüktüre edilirken temel sorulardan biri; yağmur sularının biriktirilmesi, filtrelenmesi ve tekrar kullanımı olmuştur.

Kolon başlarının ‘V’ şeklinde olması, yağmur suları için bir çeşit huni görevi görmesi, yağmur sularını kolonların ortasında bulunan toplama kanallarına yönlendirmesi için düşünüldü. Buna ek olarak farklı derinlikte ve kalınlıkta toprak ihtiyacı olan bitkiler için ise yeterli kesitler elde edildi. Yapının altında konumlanacak depolarda biriktirilecek suların; ihtiyaç duyulması halinde çatıda, aeroponik sistemde ve yapıda tekrar kullanılması hedeflendi.

Strüktürün kendisi de içi boş modüllerden oluşmaktadır. Bu modüller bir çeşit raf hem sistemin rijitliğini sağlarken diğer taraftan çok amaçlı üniversal bir kullanıma hizmet ederler. Örneğin; ofiste depolama, çalışma, çalışma ortamında dosyalama, arşivlemeye, kamusal kullanım için geniş kütüphaneye, restoran kısmında dalından taze meyveyi, sebzeyi tüketmek üzere kentsel tarım alanına dönüşür.

Raf sistemi yapının işlev dönüşümlerine, tekrar kullanımına yönelik üniversal bir karakter kazandırır. Böylelikle yıkım ve zayiata izin vermeden gelecekte başka bir yapıya dönüşümü sağlanabilir. Kamu kaynakları ve doğal kaynaklar daha verimli, tutumlu ve doğru kullanılır.

01.04 SÜRDÜRLEBİLİR İNSAN KAYNAĞI

Önerilen yerleşme fikri; buyurgan, kullanıcısı edilgen, sınırlar ve zaman dilimleri arasında sıkışmış problemli modern insanın çalışma koşullarını yeniden irdelemeye yönelik önermeler içermektedir.

Çalışmanın, doğanın, dinlenmenin, üretmenin ve tüketmenin iç içe geçtiği bir hibrit bir yaşam merkezi tahayyül edilmektedir. Modüllerin yerleşme formatı, mimarisi ile fonksiyonların büyüme / eklenme / çoğalma durumlarını baştan kabul eden iç içe geçmiş, sınırları neredeyse belli belirsiz, çeşitlenebilen, zenginleşebilen insanlara seçme hakkı veren bir örüntü önermektedir.

Salt bir kullanıcı inisiyatifine bırakılmış, ucu açık ve kontrolsüz bir çalışma/ yerleşme kültürü önerilmeyip, ilgili otorite tarafından katılımcı bir anlayışla regüle edilmiş, yani ana hatları çizilmiş, esnek, geriye çekilmiş bir kural koyuculuğu, tarif edilmiştir.

Böylelikle insan faktörü de bir çeşit kaynak olarak düşünülmüş. Bu kaynağın doğru kullanımı hedeflenmiştir.

Bir mekanın konforu, mekanda bulunan nesnelerin kalitesi, insanı daha iyi hissettiren doğal materyalleri barındırması sürdürülebilir bir yaşam alanı yaratır. Bu durum, hem fiziksel hem de mental olarak insanın kendisini daha mutlu, zinde ve hatta tazelenmiş hissetmesini kolaylaştırır. Nitekim araştırmalar, doğal malzemelerin bulunduğu bir yaşamda vakit geçirmenin insan sağlığı açısından ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

01.05 VAZİYET OLUŞUMU

Simbiyotik modüllerden oluşan yapı duruma göre şekil alır. Özellikle ağaçların olduğu bölgelerde eksilir, ağaçların yoğunluğuna göre boşluklarına göre şekil alır. Yol cephesinde geri çekilerek (azalarak) girişi tanımlarken, Cami kısmında kamusal alana katkı olması bakımından geride başlar.

01.06 GELENEKSEL MİMARİ YANSIMALARI

Basit yapı tipi olarak ‘kümbet’; eşdeğer yapı birimlerinden oluşan kervansarayların veya külliyelerin temel yapı taşı birimi olan bir ‘göz’, baz alınarak temel yapı birimi olarak 6*6 modül olarak düşünüldü.

Geleneksel mimari de olduğu gibi modüllerin bir araya gelerek açık, yarı açık yapı dizilimleri oluşturulması, yapı dizilimlerinin tanımladığı kamusal meydan olan avlu‘nun oluşması projenin kamusal alan yaklaşımını belirledi.

Avlular hem ışık, görsel konforu sağlarken hem de kamusal aktiviteler için önemli odaklar oluştururlar. Bu odaklar farklı büyükte, farklı ihtiyaçlara göre düşünülmüştür. Kamu yapılarının buyurgan yapısal niteliklerinin aksine davetkar katılımcı bir rol benimsenmiştir.

Etiketler

5 yorum

Bir yanıt yazın