Manhattan Adası’na Yeni Ulaşım Projesi

EDG tarafından üretilen loop NYC projesi, otonom ulaşım teknolojilerinden yararlanarak, Manhattan adasının hem ulaşım olanakları hem de kamusal alanlarını geliştirmeyi amaçlıyor.

6sqft websitesinde çıkan habere göre, New Yorklu tasarım, restorasyon ve proje yönetimi firması EDG, Manhattan Adası ile ilgili yeni bir ulaşım projesi hazırladı. Yükselen otonom araç teknolojisinin olanaklarının Manhattan’ın kendine has ulaşım ağı ile bütünleştirmeyi öngören “loop NYC” isimli proje, adayı çepeçevre saran FDR ve West Side otoyolları ile birlikte onu kesen ana sokakları, özel veya toplu taşıma hizmet eden otonom araçlara ayırmayı ve tüm bu yolları bir gidiş bir geliş olacak şekilde daraltmayı öneriyor.

Projenin en çarpıcı -ve çekici- tarafı, adalıların günde kaç dakika daha az trafik çekeceklerini anlatan birkaç istatistik dışında yeterince derinlemesine işlenmemiş ve diğer toplu taşıma sistemleri ile nasıl bütünleşeceği belirsiz bırakılmış ulaşım önerileri değil, Manhattan’ı güneyden kuzeye kat eden Broadway ve Park caddelerini baştan sona bir yaya/bisiklet ulaşım aksına ve parka dönüştürüyor olması.


loop NYC (2017), EDG

Manhattan’ın her yerinden azami olarak 6 blok ötede veya daha yakında olan bu park şeridi, 20 kilometre boyunca kesintisiz yaya ve bisiklet ulaşımı imkanı sağlıyor.


Green Line (2015), Perkins Eastman

Şu noktada, High Line projesinin yarattığı hararet ile üretilen önerilerden biri olan, Perkins Eastman ofisinin “Green Line” projesini de hatırlamakta fayda var. 2015 yılında duyurulan proje, halihazırda toplu taşıma hattı içermeyen, 2009 yılında beri yılın belli dönemlerinde etkinlikler için araç trafiğine kapatılmaya başlanan Broadway caddesini 20 kilometre uzunluğunda bir parka dönüştürerek, kentin tüm kamusal alanlarını birleştiren bir hayal sunuyordu.

Loop NYC projesi, aynı şekilde, BIG ve One Architecture ofislerinin, 2012’deki Sandy Kasırgası sonrası 2014 yılında ürettikleri “Big U” projesi ile de ortaklıklar taşıyor. Loop NYC projesinde de bir bölümü park alanı olarak tanımlanmış Güney Manhattan’ın 16 kilometrelik bir bölümünü, sel baskını ve kent arasına çekilmiş bir duvar yerine ağaçlar, parklar pavyonlardan oluşan bir peyzaj ile çözmeyi öneriyordu.

Etiketler

Bir yanıt yazın