1. Ödül, Uzundere Cemevi Sosyokültürel Merkez Ulusal Mimari Fikir Projesi Yarışması

“AYDINLIĞI KORUMAK”

Alevilik inancı için nasıl bir ibadethane sorusuna cevap arayışı sırasında bu inanç için oluşturulmuş ibadethane mekanlarının orjin yapıları ile ilgili araştırmalardan bir adım öteye gitmeyi ve inancın özünün geçmişten günümüze yolculuğundaki asıl belirleyicilerinden biri üzerinden devam etmeyi “yeni bir ibadethane fikri” için daha uygun ve denenmemiş bulduk.

Anadolu topraklarında köklü bir geçmişe sahip olan Alevilik tarihten günümüze mütevazı ve barışçıl tutumu ile kendi iç aydınlığını birçok zorluk içinde korumayı başaran bir yol olarak gelmiştir.

Şu andaki mevcudiyetinin en büyük sebeplerinden biri de korunmuşluktur.

Bu sebeple tasarımın temeli koruyuculuk ile ilişkilendirildi. Günümüze dek büyük emek ve çaba sarf edilerek tesis edilmiş olan ” koruma ” iç aydınlığı temsil eden mumun çevresindeki el ile tasvir edildi.

Tasvirin mimariye uyarlanmasını da çok basitçe kompoze edilmiş iki duvar ile anlatmak mümkündü.

Ana ibadet mekanı bu fikrin düşeyde semah yönünde döndürülüp çoğaltılması ile elde edilmiştir. Böylelikle inançtaki 4 kapı fikri de sembolize edilmiş olur.
Yine koruma hareketi tüm projenin geneline yayılmış ve fonksiyonların kendi içinde kapalı olanlarında tam, manzaraya açık olanlarında ise kontrollü ya da açık olarak kullanılmıştır.

Proje kesitte de basit ve açık şekilde görüldüğü üzere dini mekanlar ve kültürel mekanlar olarak iki ana kısımda oluşturulmuştur. Yapının varoluş gerekçesi olarak kabul ettiğimiz inanç mekanları en kolay ulaşılabilecek noktada, inanç ile ilgili kültürel kısımlar ise yine çok uzak olmamakla birlikte yoldan ikincil giriş uzaklığına sahiptirler.
Ana yaklaşıma yakın ve kapalı konuşlandırılmış asıl ibadet mekanları, var olan yeşil doku bütünlüğüne dokunulmadan ve bu dokunun da koruyucu varlığından faydalanılarak arazinin yol ile yakın ilişkili ilk düzlük platformunda yüksekte tesis edilmiştir.

Alanın düşük kısımlarına yerleştirilen sosyokültürel mekanlar ile inanç mekanlarının arasında oluşan avlu var olan ağaçların altındadır.

Aşevinin doğuya açık terası ve mihman evinin yine doğuya bakan kontrollü cephesi girişleri kendi içine kapalı bir avludan olacak şekilde dini bölgenin dışarıya açılmış istisnalarıdır.

Yeşil bant sonrasındaki doğuya doğru çok eğimli bölgeler ise kültür ve eğitim fonksiyonlarına ayrılmış yön avantajından da faydalanılarak içten dışa manzaraya doğru açılacak şekilde konumlandırılmışlardır.

En alt kotlarda kurulan teknik servisler, tüketilemeyen eğimli arazi için bir altlık ya da tüm tesisi üzerinde kademeli olarak taşıyan platform olarak kullanılan otopark için bir topuk görevi görmektedirler. Kütleler eğimli doğal zemine teknik katı yutacak şekilde yerleştirilmişlerdir.

Alevi inancında bir talibin ulaştığı en üstün aşama Hakikat kapısıdır. Hak kendini bu aşamaya ulaşmış olanla birleştirmiştir. Bu kapıda “gerçeği gerçekle izlemek” vardır. Hakikat kapısına ulaşmış, Hak yolunda buluşmuş olan talibin “gerçeği gerçekle gördüğü” kişi kendisinden başkası değildir. Hak kendi suretindedir.

Hakikat kapısının evrensel simgesi ise topraktır. İnanca göre toprak, yeraltındaki iyiliklerin, güzelliklerin, kötülüklerin temsilcisi, bereketin, bolluğun, tarlaların, ürünlerin, doğumun simgesidir.

Toprağı en iyi anlatacak malzeme bakır, bu yüzden ana malzeme olarak tespit edilmiştir. Aynı zamanda bakır Alevilik inancının Anadolu’daki köklü varlığına ve bütünleşmişliğine bir göndermedir.

Etiketler

Bir yanıt yazın