2. Mansiyon, 19 Mayıs İzleği Kentsel Tasarım Yarışması

2. Mansiyon, 19 Mayıs İzleği Kentsel Tasarım Yarışması

AÇIKLAMA RAPORU

I.PROBLEM TANIMI

Yarışma alanında saptanan temel problemlerin özünde; tanımsızlık, anlamsızlık, kimliksizlik ve vasatlık kavramlarıyla ifade edilebilecek temel algısal yetersizlikler yer almaktadır. Alanda gözlenen geniş bir iki boyutluluk hissi bu tanımsızlığın en önemli sebeplerinden biri olarak dikkat çekmektedir. Bu anlamda mevcut alan bir tür ‘yok-yer’ niteliği sergilemektedir (Şekil 1).

Yarışma alanı ve yakın çevresinde yer alan ve 19 Mayıs ve Kurtuluş Savaşı’na ilişkin pek çok değerli odak noktası olmasına rağmen, kent kullanıcısının bunları algılaması, takip edebilmesi ve zihninde bilişsel bir düzene oturtabilmesi mevcut kentsel oluşum ve peyzaj düzenlemeleri nedeniyle olanaksız kılınmıştır.

Ayrıca, alanda zaman içinde yapılmış olan düzenlemelerin biraradalığıyla oluşan (ve esasen algısal veri eksikliğinden kaynaklanan) bu kaos durumunda saptanan en temel sorunun, bu bileşenler arasında bir ‘bütünlük eksikliği’ olduğu gözlenmektedir. Bu algısal problemin kökeninde ise bir ‘senaryo eksikliği’ olduğu çok açıktır. Bu algısal eksiklikler, ‘sosyal donatı eksikliği’ ve ‘kentsel çekim unsurları eksikliği’ gibi fiziki ve somut eksiklikler ile birleştiğinde ise alanın günümüzdeki, boş, tanımsız, kontrolsüz, ruhsuz ve dolayısıyla kullanımdan uzak hali kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmaktadır.

Yarışma alanının sahilde kalan bölümünün kentle olan ilişkisizliği en önemli problem olarak saptanmıştır. Bu probleme yol açan en önemli unsur ise kentin içinden geçen ve kıyıya paralel uzanan araç yollarının oluşturduğu ardışık bariyer silsilesidir (Şekil 2). Bu bariyerler yayanın kentten sahile veya sahilden kent içine doğal akışını gerek yürüyüş süresi gerekse yürüyüş deneyimindeki kalite açılarından oldukça sorunlu hale getirmekte, ve alanı araç-baskın bir niteliğe büründürmektedir (Şekil 3).

Tüm bunlara ek olarak, alanın özgün tarihsel anlam ve değerine yönelik ikonik ve şiirsel unsurlardan yoksun oluşu, ve bu amaç doğrultusunda alanda mevcut ögelerin niteliksizliği ve bu anlamı banalleştirmeye yönelik karakterleri de alanın sorunlarına bir üst kavramsal boyut katmaktadır.

II.İZLEK ÇÖZÜM ÖNERİSİ

Yukarıda tanımlanan sorunlara çözüm getirebilmek üzere kurgulanan izlek, öncelikle yayaya bariyer oluşturan trafik hatlarına farklı derecelerde hafifletme çözümleri getirerek, kent-sahil arası yaya sürekliliğini kesintisiz kılıp yaya-baskın bir niteliğe kavuşturma hedefi güdecek şekilde tasarlanmıştır (Şekil 4). Kıyıdan kent içine dek uzanan, üst-kimliği hakim kılan tematik bir rota (omurga) ve bu rotaya takılan kendi alt-kimliklerine sahip alt-alanlar aracılığıyla algılanır hale getirilmesi ve gerek kentlinin gerekse kent ziyaretçisinin zihninde daha ilk bakışta kolayca kavranabilir bilişsel bir düzen oluşturulabilmesi, izlek çözüm önerisinin ana fikrini oluşturmuştur (Şekil 5).

Öneri izlek, kentin sahille işlevsel ve algısal kopukluğu sorununa çözüm getirmek amacıyla, ana omurga gövdesinin kılcallanarak kentin içine filtre edilmesine (sızmasına) dayalı bir ana fikre dayanır (Şekil 6). Açık-yarı açık alan hiyerarşileri, sert ve yumuşak zemin ögeleri, su unsurları ve kentsel mobilyalarla bu kılcal filtrasyon teması her ölçekte bütünleştirilmiştir (Şekil 7).

Bu ana fikir doğrultusunda, öncelikle yukarıda sözü edilen ‘trafik hafifletme müdahaleleri’ kapsamında alınan temel kararlar şunlardır;

  • 19 Mayıs Bulvarı’nın, Atatürk Bulvarı’ndan sahile uzayan kesimi ile Fuar Caddesi’nin kesişiminde oluşan minibüs trafiği ve bundan doğan yaya kesintisi, alandaki problemleri oluşturan temel trafik kaynaklarından biridir. Bu nedenle öneri düzenlemede bu minibüs hatları doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılıp birbirinden koparılarak, Fuar Caddesi sadece servis araçlarının kontrollü olarak girebildiği bir yaya bölgesine dönüştürülmüştür. Bu hatlar Atatürk Bulvarı’nın farklı yönlerine Kuzeyde Çifte Hamam Caddesinden gelen, Güneyde ise Lise Caddesinden gelen kavşaklardan bağlanacaklardır.
  • Yine yaya sürekliliğini kesen problemlerden bir diğeri olan, Atatürk Bulvarı, ona paralel uzanan Cumhuriyet Caddesi / Kazımpaşa Caddesi ve onları dik kesen 19 Mayıs Bulvarının oluşturduğu ardışık kavşaklar ve burada oluşan kaotik trafik, yayaların yalnızca sahil kesimine erişimlerini değil, Atatürk Bulvarı’nın batısındaki kent içindeki hareketlerini de oldukça olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle bu kavşaklardaki trafik yoğunluğunun kent içinden uzaklaştırılarak, Kuzeyde Çifte Hamam Caddesinden gelen, Güneyde ise Lise Caddesinden gelen kavşaklara ötelenmesi uygun bulunmuştur. Bu amaçla, 19 Mayıs Bulvarı’nın Cumhuriyet Caddesi / Kazımpaşa Caddesi arterinin Doğusunda kalan kısmı trafiğe tamamen kapatılarak yayalaştırılmıştır. Yine bu amaç doğrultusunda, özellikle Cumhuriyet Caddesi / Kazımpaşa Caddesi’nin yalnızca yarışma alanına (ve öneri Ana Omurga kesişimine) giren kısmı hafifletilerek, ilgili trafik yoğunluğu yukarıda adı geçen kavşaklara ötelenmiştir.
  • Yine bu ana omurganın yayalaştırılması çerçevesinde, Kentin Batı yönünü 100.Yıl Bulvarı’ndan Atatürk Bulvarı’na bağlayan çok sayıda dikey bağlantıdan biri olan 19 Mayıs Bulvarı’nın, İstiklal Caddesi’ne kadar olan kısmından sonrası yayalaştırılarak buradan gelen (buraya yönelen) trafik İstiklal Caddesi üzerinden aktarılarak Atatürk Bulvarı ile ilişkilendirilmiştir (Şekil 8a).
  • Bulvar AVM ve Cumhuriyet meydanlarının altında iki katlı olarak yeniden düzenlenmesi önerilen yer-altı otoparklarının girişi ise Cumhuriyet Caddesi / Kazımpaşa Caddesi arteri üzerinden ek yavaşlama şeritleri aracılığıyla sağlanacaktır. Atatürk Bulvarı’nın her iki yönüne dönüş imkanı da yukarıda adı geçen iki kavşaktaki U dönüşleri ile sağlanacaktır (Şekil 8b).
  • Yine bu kapsamda, kentin içinden (ve yarışma alanının ortasından) geçen ana trafik aksı olan Atatürk Bulvarı, yarışma alanının Valilik ve Spor Gösteri Salonu arasında kalan bölümü boyunca yer kaplaması farklılaşmaları aracılığıyla yavaşlatmaya tabi tutulmuştur.

1.MEVCUT VERİLER VE POTANSİYELLERİ

Yarışma alanın morfolojisi ve geometrisi ile birlikte bu morfolojinin kıyıyla olan paralel ilişkisine bakıldığında gözlenen ‘lineerlik’ verisi, yukarıda tanımlanan algısal düzensizliğin regüle edilmesi için önemli bir potansiyel sunmaktadır.

Ayrıca yarışma alanının yaklaşık 2 km’lik kıyı bandının iki ucundaki lokasyonlar, olası manyetik çekim odakları olarak (dolayısıyla da kıyı kenar promenadındaki hareketliliğin artırılarak oluşturulacak izleğe insan akışının sağlanabilmesi açısından) bir diğer önemli potansiyel barındırmaktadır.

Yarışma alanının kutuplarını belirleyen liman tesislerinin de yakın gelecekteki kentsel dönüşümler doğrultusunda turizm odaklı yeniden işlevlendirilme potansiyellerinin, bu manyetik çekim noktalarının güçlendirilmesine ve kıyı düzenlemesi etki alanının genişlemesine olanak sağlayacağı öngörülmüştür. Bu sayede öneri proje çok daha geniş bir alana lineer olarak entegre olabilecek potansiyeli içermektedir. 

2.TEMEL KAVRAM VE TEMALAR

Bu izlek önerisinin oluşumuna ilham kaynağı olan ve kentin tarihsel belleğinde önemli yer tutan temel kavramlar bulunmaktadır. 19 Mayıs ve Milli Kurtuluş Mücadelesi sürecinde de öne çıkan bu bazı temel kavramlar, önerilen kentsel müdahalenin metaforik altyapısına ışık tutarak, şemanın anlamsal bir bütünlük kazanmasında başat rol üstlenmişlerdir. Bu kavramlar ve öneri şemaya etkileri şu şekilde açıklanabilir;

Osmanlı İmparatorluğu’ndan ‘kopuş’ ve Anadolu’ya geçiş, ordudan ‘kopuş’ ve sivil direniş sürecine geçiş, 19 Mayıs’ta Samsuna atılan ‘ilk adım’, Mücadelenin çekirdek ekibini Samsun’a taşıyan köhne ‘gemi’, Bandırma Vapurunun vardığı köhne ‘iskele’, Samsun’da Anadolu direnişine dair ‘gözlem’, bu yukarıdan ve bütüncül ‘bakış’ aracılığıyla edinilen bilgilenme ve hazırlanma sürecinden ibaret ‘kuluçka dönemi’, Havzaya geçiş ‘hamlesi’, bir tür ‘yer-altı mücadelesi’ niteliği taşıyan Kuvayı Milliye hareketi, silahlı ve meşru ‘mücadele’ dönemi, parlamenter devletin kuruluşuna yönelik siyasal oluşumlar, Cumhuriyetin kuruluşu, ve bu askeri-siyasal mücadeleyi tamamlayan ekonomik, toplumsal ve kültürel devrimler süreci. Bu kavramların ana izleğin biçimlenmesinde ve deneyimsel akışında nasıl doğrudan rol oynadığı aşağıda açıklanmaktadır.

‘Dağınık saçı tarama’, ‘Düzensiz toprağı sürme’ gibi, temelinde; düzenleme, sağlıklılaştırma ve verimlileştirme gibi değerler yatan eylemler (Şekil 9), burada önerilecek kentsel tasarım müdahalesinin kavramsal kökeniyle örtüştürülmüş ve ana kurgu, kıyıdan kent içine dik uzanan bir ana omurga ve ona dik saplanan ardışık şeritlerden ibaret yalın bir şema ile oluşturulmuştur (Şekil 10).

3.ANA İLKELER

Öneri izlek, a) yeşil bantlarla birbirinden ayrılmış ve işlevsel olarak farklılaşmış ardışık şeritler üzerinde yer alan dış mekan aktivite zonları ve, b) bunları dik olarak kesen bir ana omurga üzerindeki, ritmik dağılıma sahip sosyal servis donatıları (WC, büfe, bilgilendirme panoları, ATM kulübeleri, çöp istasyonları vs. Kentsel mobilya ve donatılar) ile desteklenen dinlenme ve deneyim istasyonları üzerindeki eksenel bir ana dolaşımdan ibarettir. Bu ana eksendeki yürüyüş güzergahı üzerinde hareket eden kentlinin, işlevsel şeritlere ulaştığında o şeride dair kimlik duvarları ile yönlendirildiği bir işleyiş düzeni öngörülmüştür. Bu tür kıyı dolgu alanlarının yaşatılabilmesi için gerekli kentsel geliştirme programı ile kıyı yapılaşmasının teşvik edilmemesi konusundaki hassasiyet arasındaki denge gözetilerek, kıyıda konumlanan sosyal donatılar için hafif strüktürler önerilmiştir.

Yarışma alanında gözlenen iki boyutluluk ve bunun yarattığı kaybolmuşluk hissinin giderilmesi kapsamında, önerilen izlek ve tamamlayıcı peyzaj unsurlarının kullanıcıda (özellikle belirli stratejik bölgelerde) üçüncü boyuta dair; kimi zaman kuşatılmışlık (enclosure), kimi zaman da kentsel yükselme-alçalma (ascend-descend) deneyimi hisleri uyandırması ve (mimari program ögesi içermeyen böylesi bir ihtiyaç programında) kentsel peyzaj ögeleriyle volumetrik bir kurgu ve bunun sonucu olarak yeşil unsurlarla (çeperlerle) tariflenmiş, alt hacimler, mekanlar ve yarı açık alanlar yaratılması temel ilkelerden biri olarak kabul edilmiştir (Şekil 11a). Bu anlamda yeşil unsurların birer mimari ögesi gibi boşluk tanımlayıcı olarak kullanılmasına dair bir strateji benimsenmiştir.

Yine bu ilke doğrultusunda, yalnızca yeşil ögelerinin yarattığı hacimsellik değil, başta kent saçağı ve onu her iki uçta tamamlayan tefekkür saçakları olmak üzere, anıtsı formuyla merdiven-kule, kenti Atatürk bulvarı üzerinden sahil peyzajına ‘teyelleyen’ heykelsi yaya üst-geçitleri, Valilik ve Tören Meydanı’nın önünde yer alan (ve bir land-art sanatçısıyla beraber tasarlanması öngörülen) prizmatik ögelerden oluşan 18 Adam Anıtı Meydanı, ve Kent Omurgası boyunca ritmik olarak yerleştirilmiş (ve Ana Omurga gridinden türetilmiş) kent donatılarının bütünde yarattığı rölyefsi etki de öneri kompozisyonu insan ölçeğinde üçüncü boyuta taşıma stratejisinin baş aktörlerindendir.

4.İZLEK KURGUSU

Proje alanı, tariflenen problematik doğrultusunda, çok önemli bir tarihsel içerik taşımasının yanı sıra peyzaj odaklı işlevsel düzenleme gerektiren bir tablo sergilemektedir. Bu nedenle, öneri izlek, taşıyacağı anlamsal boyutların işlevsel unsurlara tercüme edildiği bütünleşik iki kanalda ele alınarak kurgulanmıştır.

A.ANLAMSAL (SEMBOLİK BOYUT ve BELLEK) UNSURLARI’NIN İŞLEVSEL ZONLAMA ŞEMASINA AKTARIM İLKELERİ

Yukarıda açıklanan ve izleğin metaforik altyapısını oluşturan kavramların izleğin biçimlenmesindeki rolü şu şekilde açıklanabilir (Şekil 12);

Ana omurganın kuzeybatı ucunda ve kıyıda yer alarak izleği başlatan iskele yapısı, formuyla Mustafa Kemal’in Anadolu’ya ilk adımını, malzeme ve dokusuyla yolculuk ettiği yıpranmış Bandırma vapurunu ve köhne iskeleyi imgelerken, ana omurganın başında yer alan ve kentliye izlek başında tüm kurgunun tepeden bir panoramik görünümünü sunan ‘merdiven-kule’ ise yukarıda sözü edilen ‘kopuş’, ‘gözlem’ ve ‘bakış’ olgularına atıfta bulunur (Şekil 13). Bu sayede başlangıçta problem olarak tanımlanan ve kentin (özellikle bu alanının) gereksinim duyduğu ikonik ve şiirsel değer sunan bir kent sembolü olma işlevini üstlenir. İzlek omurgası boyunca ritmik olarak tekrar eden ve sürekliliği sağlayan çift-duvarlı çizgisel donatı unsurları, başta bir yeraltı müzesine, izleğin ortalarından itibaren ise ‘zaman şeridi’ temalı sergi duvarlarına dönüşerek, Kuvayı Milliye ve silahlı mücadele süreçlerini betimler. Ana omurga üzerini örten lineer Kent Saçağı, Türk Devriminin rehber rolünü ifade eden koruyucu bir örtü olarak izlek boyunca uzanır. Bu saçağın altında şekillenen rotanın ilk bölümü yukarıda sözü edilen ‘kuluçka’ dönemini, sonraki bölümü ise bizi Cumhuriyetin kuruluş ‘hedefini’ ve O’nun sonsuzluğunu ifade eden ‘çınar’ ögesine taşıyan ‘mücadele’ sürecini somutlaştırır. Bu rota boyunca omurgayı dik kesen her şerit Türk Devriminin kalkınma stratejilerinin ifade edildiği ve bu temalar doğrultusunda işlevlendirilmiş aktivite zonlarına karşılık gelir.

Başlangıcında ‘İskele ve Merdiven-Kule’ ikonu ile başlayıp, kent içinde ‘Ulu Çınar ve Çınar Meydanı’ ile sonlanan ana izlek omurgası, milli mücadelenin başlayışını ve Cumhuriyet ile taçlandırılışını ifade eden bir sürecin materyalize olmuş halidir. Bu omurga, başındaki ve sonundaki ikonik unsurların hemen yanı başında kentliye sunulan ve birer hafif saçak örtüsü ile tanımlanan iki ayrı mekansal oluşum ile kentlinin ve ziyaretçinin bu süreci her iki ucunda, milli mücadelenin hikayesini tefekkür edebileceği dinlenme alanı ile tamamlanır. Gerek bu üzeri saçakla örtülü tefekkür-dinlenme alanı, gerekse kent meydanının kuzeyinde yer alan ağaç örtülü (Kır)Kent-Kahvesi Meydanı omurganın sonunu ve izlek deneyiminin kentli tarafından içine sindirileceği alternatif kentsel mekanlar olarak sunulmuşlardır. Bu sürecin sonunda yer alan ‘Çınar Meydanı’, Milli Kurtuluş Mücadelesi’nin ruhunu oluşturan Anadolu köylüsünün özünü ifade etmek üzere, Anadolu köy meydanlarının vazgeçilmez unsurları olan Çınar ve Çeşme ikilisinin oluşturduğu kırsal atmosferin, zorlu kurtuluş mücadelesinin yol gösterici ve koruyucu örtüsünü ifade eden metal kent saçağı ile ‘hemhal’ oldukları bir mekansal şiirselliği yansıtmayı hedefler (Şekil 14).

Bu zonlamayla bağlantılı olarak konumlandırılan işlevlerin ise kent belleğinde önemli yer tutan bazı olguların yer bulmasına yönelik bir anlayışla konumlandırılmasına özen gösterilmiştir (Şekil 15). Örneğin, kent hafızasında yer tutan açık hava sineması, gençlik ve spor bandındaki ‘çayır’ olarak ayrılan yerde hayat bulurken, yine kent hafızasının önemli unsurlarından olan hayvanat bahçesi, yeni bir anlayışla düzenlenen (ve Cumhuriyet Projesinin önemli enstümanlarından olan) Orman Çiftliğinde eşleniğini bulur. Yine, kentin önemli bir unsuru olan alış-veriş, iktisadi kalkınma stratejisine karşılık gelen bant içinde yer alan semt pazarında vücut bulur.

Yarışma alanında yer alacak, eğitim-kültür, ticaret, spor ve rekreasyon vs. gibi kentsel işlevler, yukarıda sözü edilen anlamsal içerikleri doğrultusunda, ve bantlar halinde zonlanarak mevcut yapıların işlevsel içerikleri ile entegre olacak şekilde düzenlenmiştir (Şekil 16). Bu zonlama anlayışı, öneri kentsel müdahalenin mekansal okunulabilirliğini arttırırken izleğin tematik ve sembolik tutarlılığını kurgulayan kavramsal bir zemin de oluşturur.

B.KENTSEL TASARIM – ENDÜSTRİYEL ÜRÜN TASARIMI ÖLÇEK İLİŞKİLENME İLKELERİ

Üst ölçekli müdahalenin alt-ölçekteki tasarım programıyla bütünlüğü ve tutarlılığı ise; ana omurgayı biçimlendiren ana grid sisteminin modüler yapısının tüm kentsel mobilya ve donatıları (WC, büfe, bilgilendirme panoları, ATM kulübeleri, çöp istasyonları, oturma elemanları, uzanma ve güneşlenme elemanları, bilgi duvarları, kimlik duvarları, çocuk oyun istasyon elemanları vs.) biçimlendirme ve boyutlandırmadaki belirleyici rolü ile sağlanmıştır. 5m x 10 m2’lik bir grid ve bu alanın içinde oluşturulan 1m’lik şeritler, tüm kentsel tasarım ve endüstriyel tasarım nesneleri için modüler bir rehber oluşturmuş ve tüm donatılar bu gridden türetilmiştir (Şekil 17).

Aynı gridal sistemden türeyen bu mobilyaların bir kısmı sabit objelerden oluşurken bir kısmı da hareketli pivot panel elemanlardan ibarettir. Bu pivot elemanlar; kimi yerde kullanıcının (özellikle de çocuk kullanıcının) kendi isteğine göre manuel olarak pozisyonlandıracağı ve esnek mekanlar yaratabilen pivot-duvarlar iken, kimi yerde de demiryolu hemzemin geçişini açıp kapatan otomatik pivot bariyerlerdir. Dolayısı ile tüm kentsel donatılar ve mobilyalar arasında üst ölçekten alt ölçeğe ve kullanım biçimlerine kadar tutarlı bir dil birliği sağlanmıştır. Yine çocuk kullanıcılar ve onların oyun ihtiyaçları için tasarlanan kentsel mobilyaların konumlanma ilkesi olarak, ana omurganın işlevsel şeritler arasında kalan yeşil bantlara açıldığı noktalarda yer almaları prensibi benimsenmiş olup, dolayısıyla çocuklar ana deneyim ve algının asal bir parçası haline getirilmiştir.

5.PEYZAJ TASARIMI ve BİTKİLENDİRME İLKELERİ

Yukarıda tanımlanan öneri proje, peyzaj düzenlemesi açısından bakıldığında, kurgulayıcı gridal düzenin zemin kaplamasında açıkça okunduğu bir ana yürüyüş omurgası ve ona dik saplanan ardışık sert zemin kaplamalarından oluşan işlevsel bantlar ve bu bantlar arasında yumuşak zemin bantlarından ibaret bir düzenlemedir. Bu bantlardaki zemin kaplamaları ve bitkilendirme programının, her bandın anlamsal ve işlevsel içeriğine göre farklı alt kimlikler kazanmasına yönelik olarak belirlenmesi peyzaj tasarımının ana ilkesini oluşturur (Şekil 18). Yukarıda da belirtildiği üzere, öneri bitkilendirme programının, alanda üçüncü boyutta istenen kuşatılmışlık ve yükselme-alçalma deneyimi hislerini stimüle etmesi açısından, özellikle ağaçların; a) yönlendirici, b) odak oluşturucu, c) bölücü, d) birleştirici işlevlerinin yanı sıra, Photinia fraseri, Taxus baccata, Ligustrum lucidum, Tilia tomentosa, Fraxinus excelsior türlerinden oluşan ağaç gruplarının masif çeper oluşturucu nitelikleri aracılığıyla e) hacim ve mekan tanımlama (bkz. Şekil 11a) işlevleri kentsel tasarımın önemli bir kurgulayıcısı olarak ele alınmıştır. Bu bağlamda, öneri projenin peyzaj tasarımı yaklaşımını belirleyen girdiler şu şekilde değerlendirilmiştir;

Samsun, tipik orta Karadeniz ikliminin hüküm sürdüğü, sıcaklığının 0 C’nin altına ortalama 20 günden fazla düşmediği ılıman iklimin gözlemlendiği bir ildir. Yağış ortalaması 733mm’dir. Bol yağış alan Samsun zengin vejetasyon yapısına sahiptir. Zengin vejetasyon yapısı sadece iklim özelliklerinden değil aynı zamanda topografik farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Canik Dağları’nın eteklerinde bulunan Samsun, Kızılırmak ve Yeşilırmak’ın Karadeniz’e döküldükleri delta üzerinde konumlanmıştır. Samsun’un güneyi dağlık, sahilinde kıyı ovalar, dağ ve kıyı arasında kalan yaylaları vardır. Bu yapı Karadeniz’in orta ve doğu bölümünde yaygın olarak rastlanmaktadır. Proje alanı, yağışın yüksek oranda olduğu ılıman bir mikroklimaya sahiptir. Meşe, gürgen, kestane, ıhlamur, kayın, dişbudak ağaçları; 1200m ile 1800m arasında ise ibreli ağaç türleri bulunmaktadır.

Karadeniz’e paralel altı akstan oluşan kavramsal tasarım yaklaşımı bitkisel ve yapısal peyzaj öğeleri ile pekiştirilmektedir. Yukarıda tanımlanan bu altı akstan, denizden kente doğru sıralanışlarına göre ilki “Toplumsal Yaşam”bandıdır. Bu aksta kolektif bahçe anlayışı vurgulanmaktadır. İşletim modeli geliştirilmiş, kentlinin bir arada üretim yapabileceği parseller tasarlanmıştır. Aynı zamanda, kent hafızasında önemli yeri olan hayvanat bahçesi, Samsun’un faunasındaki türlerinin bir arada yaşadığı ve bakımının üstlenildiği bir açık hava müzesi niteliğinde yeniden ele alınmıştır. Faunaya uygun topoğrafya, vejetasyon dokusu, su yüzeyleri ile iklimlendirme yapılarak, özel habitatlar oluşturulmuştur. Alan kullanımından oluşabilecek hoşnutsuzluklar, hakim rüzgar yönü dikkate alınarak en aza indirilmiştir. Bu aks üzerinde yemişli ağaç türleri kullanımına özen gösterilmiştir. Persica vulgaris, Morus alba, Prunus domestica ve Pyrus communis yemişli ağaç türleri, rüzgar engelleyici özelliği ile bilinen Quercus robus ise rüzgar koridorlarına önerilmektedir. İkinci bandı oluşturan “Gençlik ve Spor Stratejisi” aksı, çeşitli organize spor sahalarının konumlandırıldığı açık ve kapalı mekan spor aktivitelerinin konumlandırıldığı akstır. Bu aks üzerinde çok amaçlı açık yeşil alan ve boylu, tijli bitki türleri seçilmiştir. Açık hava pasif rekreasyon imkanını sunan aksın dinamik yapısını yansıtmak amacıyla farklı agregalar ile doldurulmuş geogrid sistemi ve terazzo beton önerilmektedir. Tilia cordata, Fraxinus angustifolia, Ailanthus altissima, Liriodendron tulipifera, gibi ağaç türleri bitkisel tasarımda yer alan ana türlerdir. Bu türler aynı zamanda sahilden Samsun’a yaklaşımda dağların eteğinde yükselen kent dokusuna sahil silüeti oluşturmakta ve proje alanındaki yapıları tamamlamaktadır. Dolgu alanındaki proje alanındaki toprak derinliği göz önünde bulundurulduğunda boylu ağaç dikimleri için yapay tepe sistemleri önerilmektedir. Bir sonraki aks “İktisadi Kalkınma Strateji” aksıdır. Proje alanını ikiye ayıran tren yolu, kır çiçeği tohumları ile kentlilere mevsimsel devinimin yaşatıldığı görsel bir aksa dönüştürmek amaçlanmaktadır. Kışın Galanthus nivalis, Crocus sp.; ilkbaharda Papaver rhoeas, Anthemis, Matricaria, Bellis, Leucanthemum ve Tripleurospermum cinsleri ile renklenecektir. Kente yaklaşan bir sonraki aks ise “Kültür Eğitim Stratejisi” temalı akstır. Bu aks üzerinde kentlinin çeşitli amaçlarla bir araya geldiği meydanlar, yapılar arasında özelleşmiş avlular oluşturulmuştur. Mekanların eleganlığının vurgulandığı durgun su yüzeyleri ve patinatolu, patlatılmış, kumlu bazalt doğal taşı kullanımı ile doku farklılıkları kullanılarak hareketlendirilmiş döşeme tasarımı önerilmektedir. Mekanlarda ölçek hissini oluşturmak ve estetik değeri pekiştirmek amacıyla gövde formu ve mevsimsel renklenmesi dikkat çekici bitki türleri seçilmiştir. Acer platanoides “Crimson King”, Fagus sylvatica “Atropurpurea”, Gleditsia triacanthus “Sunburst”, Catalpa bignonioides “Aurea” ve Acer negunda “Flamingo” tasarımda kullanılan bazı türlerdir. Araç yolunun hemen sonrasında konumlanan “Milli Mücadele” aksı ise, kent dokusuna sokulan, işlevin gelenekselleştiği akstır. Bu aksta yerel kimliğin vurgulanması önemsenmektedir. Yapısal peyzaj öğelerinde bölgesel malzeme olan ve Samsun’da işlenen farklı boyutlarda Toptepe andeziti önerilmektedir. Kentlilerin bir arada vakit geçirebilmesi için oturma elemanlarının sık kullanıldığı ve hareketli su yüzeyleri ile yapılar, meydanlar silsilesi ile bağlanmaktadır. Herdemyeşil tijli ağaç türleri bu alandaki bitkisel tasarım için baskın karakteri temsil etmektedir. Magnolia grandiflora, Laurus nobilis ve Pittosporum tenuifolium bu türlere örnektir. Düzenlemenin en sonunda konumlanan “Kentleşme” aksı adı verilen lineer kent meydanında davetkarlığı ile dikkat çeken, hareketli bir peyzaj tasarımı diğer akslardan farklı olarak öne çıkmaktadır. Bitki tasarımında, çiçeklenme etkisi güçlü orta boylu Prunus avium, Acar saccharinum, Lagerstromia indica ve Koelreuteria paniculata gibi ağaç türleri tercih edilmiştir. Yerel bir doğal taş olan Nebiyan graniti ve ahşap granit önerilmektedir.

Bütün bu paralel aksları birbine, denizi kente bağlayarak, Cumhuriyetin stratejilerine dair kavramları hayata geçiren “Devrim Rotası” ise proje dış mekan kurgusunda fiziksel ve kavramsal bağlantıyı ve devamlılığı sağlamaktadır. Bu bağlamda yapısal malzeme, ve mobilya seçimi yalın bırakılmıştır ve üst örtünün anıtsal etkisini düşürmemek için bitkisel materyal kullanılmamıştır. Strüktürün sert zemindeki gölgesinin okunurluğunu arttırmak için siyah granit döşeme malzemesi olarak önerilmektedir. Devrim Rotası Karadeniz’den yükselip, kent meydanında bir anıt Platanus orientalis ağacı altında kentlileri buluşturmaktadır.

Sert zemin, yumuşak zemin, bitkilendirme programı ve kentsel mobilya tasarımlarının morfolojilerinden malzeme ölçeğine kadar ilişkilendirilmesi sayesinde başlangıçta hedeflenen süreklilik ve bütünlük sağlanmıştır.

6.İZLEK ÖNERİSİ DÜŞÜNSEL SÜRECİ

Yukarıda ele alınan izlek önerisi yaklaşımına ulaşma yolunda geçirilen düşünsel süreç, gerek kurgunun gerekse kurguyu belirleyen (kent saçağı, kent mobilyaları vs. gibi) unsurların çeşitli alternatifler arasından rafine olmasına dayalı olarak gelişmiştir. Aşağıdaki görseller bu sürecin kısa bir özetini sunmaktadır. Alanın başta tanımlanan algısal ve teknik problemleri ve izleğin vermesi gereken yalın ve güçlü etkisi gözönüne alınarak tasarım süreci yukarıda aktarıldığı şekilde evrilerek sonlanmıştır.

Etiketler

Bir yanıt yazın