Feyziye Mektepleri Vakfı Erenköy Güneş Kampüsü

Feyziye Mektepleri Vakfı, Erenköy'de kendisine bağışlanan bir konak ve korusu içinde yüksek nitelikli bir eğitim kampüsü yaptırmak için, beş büro arasında, çağrılı bir mimari yarışma açtı. Limited Mimarlık'ın tasarımının uygulanmasına karar verildi.

Önerilen proje, bilinen tüm standartlara ve FMV tarafından verilen programa uymasına karşın son derece esnek ve akışkan işlevsel ve mekansal bir organizasyona sahip. Kompakt ve az katlı yapısı ile de üretim – işletim aşamalarında ekonomik, güvenli ve esnek. Yapılar, eğitimin genellikle üç katta (okul öncesi eğitimde, iki katta) sürdürülebileceği biçimde düzenlenmiş. Böylece, insan ölçeğinde bir yapılanma oluşturulmuş. Yapılar grubu, yükseklik açısından da mevcut ağaç dokusunu ve restore edilen eski eseri ezmemekte.

Yapılar, hiç bir yerde, mevcut köşkün kotunu aşmaz. Bu saygılı yaklaşım, Koruma Kurulları onayı aşamasında da önem kazanmış. Farklı etaplarda inşa edilebilecek biçimde bloklar olarak ayrılan ve yapım esnekliğini gözeterek eklemlenen birimler bir ana omurga sokak üzerinde, doğal dokunun (ve artık İstanbul’da benzeri çok az kalmış olan bu bahçenin) çeperinde yeralırlar. Yapılar gurubu, arsanın dışını çevreleyerek, özgün bir mekan duyumu, çevresel etkilerden korunmuş bir mikroklima duyumu, bir “iç” yaratır. Omurga aynı zamanda her kategoriden (ulaşım, altyapı, enerji, data) bir “network” taşıyıcısı. Dersliklerin iç mekana bakan duvarları, kısmen saydam, sökülebilir hafif dolap sistemlerinden oluşturulmuş.

Bu yapı, ileride gerekebilecek farklı kullanımlar için bir iç esneklik sağlamakta. Dolap sistemi, küçük yaşlarda, derslik içinden; büyük yaşlarda ise, hollerden kullanılacak. Dolap sistemi, gerekli yerlerde, lavabo ve yangın dolabını ve sergileme-iletişim panolarını da içerir. Okul bloklarında, kantinleri de içeren büyük ve ışıklı holler, o yaş gurubunun gerekirse velileriyle de toplanabileceği birer sosyal mekan. İki bloku ayıran, orta bahçe tüm okulun tören, şölen gibi işlevler için, açık havada toplanabileceği bir alan. Verili hali ile bu çok güzel bahçe; değişik yaş gurupları için, yeterli özelleştirilmiş “kaçış” alanının da düzenlenmesine olanak tanımakta. Bu alanda spor sahasından çok, farklı yaş gurupları için ayrılmış gezme, buluşma ve oyun alanları önerilmiş. Tarihi köşkün de, odak olarak sisteme katılımıyla bu orta alan; tüm yapılar tarafından kavranışı bakımından da okul toplumu için kimlik oluşturucu, birleştirici önemli bir simgesel göstergeye dönüşmüş. Daha basite indirgenmiş olarak bu model şöyle tanımlanabilir: dersliklerden oluşan öğretim blokları “evsel- özel” ise, sanat- spor- salon- multimedia- yemek- sosyal alanlarından oluşan mekanlar ile bunları birleştiren dolaşım alanları “kentsel- kamusal” alanlar. İç “sokak” üzerinde yer alan, dışa açık sosyal-sportif “merkez”, yıl içinde geç saaatlere kadar ve yazın okul kapalı iken de kullanılabilir. Örneğin, geceleri veya yaz aylarında ortak kullanım mekanları, klasik eğitim zonuna girilmeden, spor, yüzme, toplantı gibi işlevler için hem öğrencilere hem de bölge halkına hizmet verecek. Bu dönemde standart derslik alanları kapalı kalır. Bu sistem aynı zamnda bir işletme ekonomisi de sağlayacak. Bu düzenleme, kısmen dışa açılabilir yapısı ile okul çevresi ile de anlamlı bir katılım ilişkisi (community center) kurabilecek. Gerçekten de Okulun açılması ile tüm ortak kullanım alanları çevre tarafından büyük bir yoğunlukla kullanılmaya başlanmış. özel Okul olsun Devlet Okulu olsun, kanımızca, eğitim yapılarının bu tür ciddi bir “kamusal mekan” rolü (işlevi) üstlenmeleri gerekir. Okulda öğrenciyi ezen küçümseyen her türden hiyerarşik kurgudan kaçınılmış. Tek bir “ana giriş”, tek “tören alanı” yok. Bu işlevler her yaş gurubu ve her işlev için farklı biçim ve boyutlarda gerçekleştirilmiş. Okul girişlerinde öğrencileri, TV monitorleri, rahat lobi’ler karşılar…

Kantinler, birer “café” gibi düzenlenmiş. “Atatürk köşeleri” klasik anlayış ötesinde ele alınmış, gerçek boyunda Atatürk görüntüleri, büyük boyutlu aynalara “one way vision” tekniği ile uygulanmış. Böylece, Atatürk görüntüleri öğrenci ile mekan içinde bütünleştirilmiş. Büyük duvar düzlemlerinde “emreden” slogan ifadeler yerine “çocuk hakları bildirgesi”, spor ve oyun konularının grafik soyutlamalarından oluşan duvar panoları öğrencinin sürekli dönüştürebileceği iletişim panoları (pinboard) kullanılmış. Yeterinden fazlasıyla yaratılmaya çalışılan ortak alanların kullanım ve tüketimi olabildiğince öğrencilerin denetimine bırakılmış. Etrafında yapılandığımız eski Kadıköy bahçesi, “kendiliğindeliği” ve tek defalılığı ile bu aidiyet temasına yeterince katkıda bulunmakta. Genel mimari dil ve malzeme kullanımında, gene çağdaş eğitim bilimi ve pedagojinin önermelerine uygun olarak aşırı renk ve biçim kullanımından, kurmaca motiflerden kaçınılmış, duru, çağdaş, saydam, bir mimari dil yeğlenmiş. Zamana (sözcüğün her iki anlamında da) dayanabilecek ve doğal ortama uyumlu malzemeler seçilmiş. Tüm mekanlar FMV eğitim kadrolarının öngördüğü senaryolar çerçevesinde öğrenciler tarafından yaşanmakta, tüketilmekte, yeniden üretilmekte ve özellikle öğrencilerden son derece duyarlı ve olumlu tepkiler alınmakta.

Etiketler

Bir yanıt yazın